Türk Hukuk Sistemi
Türk hukuk tarihinin temelleri çok eski yıllara dayanmaktadır. Bu yüzden konuyla ilgili makalemde Türk Hukuku hakkındaki birkaç düşünce ve gözlemimi paylaşmak istiyorum. Türkler, tarihin başlarından beri hukuk sistemi ve adaletin üstünde durmuşlardır. Farklı dönemlerde farklı türde hukuki sistemleri benimsemişlerdir. Bu yüzden adaletin eski Türklerde çok önemli bir kavram olduğu söylenebilir. Türk Kanunları asla Hammurabi gibi sert ve intikamın ön planda olduğu kanunları içermez.
Özellikle islamiyet öncesi dönemde türkler kadın erkek eşitliğine çok önem verirlerdi. Öyle ki, dönemde avrupada kadınlara 2. sınıf vatandaş muamelesi yapılıken Türk devletlerinde kadınların kurultaya hakanla beraber başkanlık yapabildiğini görüyoruz. Ayrıca Türklerde çok eşlilik de ancak M.S. 1000'li yıllarda görülür. Bu yüzden İslamiyetin Türk Halkına gelmesinin onları hukuki açıdan geriye attığı söylenebilir.
Türklerde şeriat hukuku Osmanlı döneminde ortaya çıkar. Yine bu dönemde hukuk tek bir insan etrafında şekillenmeye başlar; Padişah'ın her sözü bir kanundur. Bu yüzden Osmanlıda kimi dönemlerde bu otoritenin fazla ileri gittiği ve haksız yere idam edilen pek çok kişinin bulunduğu söylenebilir. Türk toplumlarında hukukun en büyük amacı toplumsal düzeni sağlamaktır. Fakat Osmanlı döneminde bu düzen asla uzun süreli sağlanamamıştır. Bu durum osmanlı'nın çok uluslu yapısından ileri gelir. Ayrıca padişahın geniş çaplı yetkilere sahip olması Türk Devletlerinin hayatında başka önemli topluluklar olmadığı anlamına gelmez.
Bana göre Türklerde geçmişten günümüze adaletin en büyük sağlayıcısı toplumun küçük birimlerinden biridir; aile. Aile yaşantılarına çok önem veren türkler, bu yaşantının içinde birbirlerine adaletli davranmaya özen gösterirlerdi.
Ayrıca Şamanizm gib eski inanışlardan gelen gelenekler de hukuki yapının önemli bir kısmını oluşturuyordu. Yazılı olmayan ama varlığını kimsenin kanıksamadığı kurallara töre deniliyordu. Ve kimi kaynaklara göre töreler, hükümdarın koyduğu yasalardan bile daha büyük yaptırımlara sahipti ve bu yüzden insanlar onu daha fazla takip ediyorlardı.
Hukuk toplumda refah ve düzeni ifade ediyordu. Türklerde yine Mirasla ilgilide önceleri kadının erkekle eşit miras aldığı daha sonra erkeğin ön plana geçtiği görülmektedir.
Göçebe hayattan yerleşik yaşama geçen Türklerde o dönemde hukuk kuralları etkisini artırmıştır. Kazaskerlik kurumunda ve Kadılık kurumu o kadar önemli olmuştur ki Osmanlıda Orhan Beyin tayin ettiği ilk görevli Kadıdır. Kadılar kazalara 20 ay boyunca atanırladı.
Karahanlı devletinde yasaların ortaya çıkmasında Türklük ön plandaydı. Devlete baş kaldıranlar şiddetli bir biçimde cezalandırılırdı. Ayrıca Osmanlıda Fatih zamanında II. Mahmut zamanında Nizamnameler çıkarılmıştır. Bunu IV. Mehmet zamanıdan yapılan kanun değişiklikleri izlemiştir. Osmanlıda II. Mahmut zamanında senedi ittifak öyle önemli bir hale gelmiştir ki Ayanların yetkileri artar. Böylece padişahın otoritesi sınırlanır.
İlk anayasa Jön Türklerin baskısıyla II. Abdülhamit zamanında hazırlanmıştır.
Osmanlıdan sonraki dönemde her bakımdan bozulma hat safaya ulaşmıştır. Daha sonra Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hukuka önem verilmesi kadın erkek eşitliğini topluma kazandıracaktır. Mirasta ceza kanunlarında aile hukukunda ceza usul ve icra iflas hukunda değişiklik olacaktır. Macelle’den kanunlar alınacaktır. 1926 yılında ve yeni Medeni Kanun kabul edilecektir. Yapılan devrimin gereği bunların çabuk olması gerekmektedir. 1921, 24 ve 61 anayasaları ise daha sonraları hazırlanacaktır.
Sonuç olarak Türk Hukuk Tarihi geniş araştırma yapılması gereken bir konudur. Türklerin köklü tarihleri içerisinde bunun da önemi büyüktür.
Özellikle islamiyet öncesi dönemde türkler kadın erkek eşitliğine çok önem verirlerdi. Öyle ki, dönemde avrupada kadınlara 2. sınıf vatandaş muamelesi yapılıken Türk devletlerinde kadınların kurultaya hakanla beraber başkanlık yapabildiğini görüyoruz. Ayrıca Türklerde çok eşlilik de ancak M.S. 1000'li yıllarda görülür. Bu yüzden İslamiyetin Türk Halkına gelmesinin onları hukuki açıdan geriye attığı söylenebilir.
Türklerde şeriat hukuku Osmanlı döneminde ortaya çıkar. Yine bu dönemde hukuk tek bir insan etrafında şekillenmeye başlar; Padişah'ın her sözü bir kanundur. Bu yüzden Osmanlıda kimi dönemlerde bu otoritenin fazla ileri gittiği ve haksız yere idam edilen pek çok kişinin bulunduğu söylenebilir. Türk toplumlarında hukukun en büyük amacı toplumsal düzeni sağlamaktır. Fakat Osmanlı döneminde bu düzen asla uzun süreli sağlanamamıştır. Bu durum osmanlı'nın çok uluslu yapısından ileri gelir. Ayrıca padişahın geniş çaplı yetkilere sahip olması Türk Devletlerinin hayatında başka önemli topluluklar olmadığı anlamına gelmez.
Bana göre Türklerde geçmişten günümüze adaletin en büyük sağlayıcısı toplumun küçük birimlerinden biridir; aile. Aile yaşantılarına çok önem veren türkler, bu yaşantının içinde birbirlerine adaletli davranmaya özen gösterirlerdi.
Ayrıca Şamanizm gib eski inanışlardan gelen gelenekler de hukuki yapının önemli bir kısmını oluşturuyordu. Yazılı olmayan ama varlığını kimsenin kanıksamadığı kurallara töre deniliyordu. Ve kimi kaynaklara göre töreler, hükümdarın koyduğu yasalardan bile daha büyük yaptırımlara sahipti ve bu yüzden insanlar onu daha fazla takip ediyorlardı.
Hukuk toplumda refah ve düzeni ifade ediyordu. Türklerde yine Mirasla ilgilide önceleri kadının erkekle eşit miras aldığı daha sonra erkeğin ön plana geçtiği görülmektedir.
Göçebe hayattan yerleşik yaşama geçen Türklerde o dönemde hukuk kuralları etkisini artırmıştır. Kazaskerlik kurumunda ve Kadılık kurumu o kadar önemli olmuştur ki Osmanlıda Orhan Beyin tayin ettiği ilk görevli Kadıdır. Kadılar kazalara 20 ay boyunca atanırladı.
Karahanlı devletinde yasaların ortaya çıkmasında Türklük ön plandaydı. Devlete baş kaldıranlar şiddetli bir biçimde cezalandırılırdı. Ayrıca Osmanlıda Fatih zamanında II. Mahmut zamanında Nizamnameler çıkarılmıştır. Bunu IV. Mehmet zamanıdan yapılan kanun değişiklikleri izlemiştir. Osmanlıda II. Mahmut zamanında senedi ittifak öyle önemli bir hale gelmiştir ki Ayanların yetkileri artar. Böylece padişahın otoritesi sınırlanır.
İlk anayasa Jön Türklerin baskısıyla II. Abdülhamit zamanında hazırlanmıştır.
Osmanlıdan sonraki dönemde her bakımdan bozulma hat safaya ulaşmıştır. Daha sonra Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hukuka önem verilmesi kadın erkek eşitliğini topluma kazandıracaktır. Mirasta ceza kanunlarında aile hukukunda ceza usul ve icra iflas hukunda değişiklik olacaktır. Macelle’den kanunlar alınacaktır. 1926 yılında ve yeni Medeni Kanun kabul edilecektir. Yapılan devrimin gereği bunların çabuk olması gerekmektedir. 1921, 24 ve 61 anayasaları ise daha sonraları hazırlanacaktır.
Sonuç olarak Türk Hukuk Tarihi geniş araştırma yapılması gereken bir konudur. Türklerin köklü tarihleri içerisinde bunun da önemi büyüktür.